Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:8

Ve insanlardan kimi* der: “İman47 ettik Allah'a ve âhiret774 gününe**”; ve (oysa) değildir*** onlar* müminler27.

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-774-

774Ertelenmiş, geriye bırakılmış, ötelenmiş, final, son, en uç. Diriliş ve din günüyle (yargılamanın dinden yani sadece Kur'an'dan yapılacağı gün) birlikte cennetleri ve cehennemi kapsayan evre/dönem.

-27-

27İtimat eden/emin olan. Yüce Allah'ın varlığına O'nun evren kitabını okuyarak delillerle tanık/şahit olan. Kur'an'ın ilâhi olduğuna kanıtlarla kanaat getirmek ve Kur'an'a itimat etmek/güvenmek.   

*Sahte müminler. "Allah'a ve âhiret gününe iman ederiz" deyip de Yüce Allah'a şirk koşarak iman eden sahte müminler.

**Evre, dönem.

***Yüce Allah'a ve âhirete gönülden iman ederler; bunu da deklere ederler ancak asla gerçek müminler değillerdir. Sahte müminlerdir. Çünkü Yüce Allah'a illa ki şirk koşarak iman ederler. Sadece kutsal kitaplardaki hükümleri dinde kaynak edinecekleri yere onların astından uyduruk söylentilere de tabi olurlar. Yahudilerin Talmud'a tabi olması, Hristiyanların Tarsuslu Pavlus'un uyduruk öğretilerine tabi olması, kendisini Müslüman sanan milyarlarca insanın da hadislere/mezheplere tabi olmaları bu ayette açıkça işaret edilmiştir.

(Bakara) 2:8

15|2|8|وَمِنَ ٱلنَّاسِ مَن يَقُولُ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَبِٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَمَا هُم بِمُؤْمِنِينَ
8. Ve minen nâsi men yekûlu âmennâ billâhi ve bil yevmil âhıri ve mâ hum bi mu’minîn(mu’minîne).