Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:60

Ve su istediği zaman Musa kavmi için; öyle ki dedik: “Vur asanla taşa; öyle ki fışkırdı ondan (taştan) on iki göze/pınar; muhakkak ki bildi insanların hepsi kendi içme yerlerini; yiyin ve için Allah'ın rızkından; ve küstahlaşmayın* yerde/yeryüzünde fesatçılar265 (olarak).

-265-

265Hak/gerçek olmadığı halde yalanla, yanlışla, hileyle, aldatmayla, manipülasyonla, yanlış yönlendirmeyle kargaşaya, karışıklığa neden olmak.

*Saygısız, kaba, kural tanımaz, terbiyesiz.
(Bakara) 2:60

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

ve izi

ve o zaman

وَإِذِ

-

2

steska

su istedi

اسْتَسْقَىٰ

سقي

3

musa

Musa

مُوسَىٰ

-

4

likavmihi

kavmi için

لِقَوْمِهِ

قوم

5

fekulna

öyle ki dedik

فَقُلْنَا

قول

6

drib

darp et

اضْرِبْ

ضرب

7

biasake

asanla

بِعَصَاكَ

عصو

8

l-hacera

taşa

الْحَجَرَ

حجر

9

fenfecerat

öyle ki fışkırdı

فَانْفَجَرَتْ

فجر

10

minhu

ondan (taştan)

مِنْهُ

-

11

sneta

اثْنَتَا

ثني

12

aşrate

on iki

عَشْرَةَ

عشر

13

aynen

göze/pınar

عَيْنًا

عين

14

kad

muhakkak ki

قَدْ

-

15

alime

bildi

عَلِمَ

علم

16

kullu

hepsi

كُلُّ

كلل

17

unasin

insanların

أُنَاسٍ

انس

18

meşrabehum

kendi içme yerlerini

مَشْرَبَهُمْ

شرب

19

kulu

yiyin

كُلُوا

اكل

20

veşrabu

ve için

وَاشْرَبُوا

شرب

21

min

مِنْ

-

22

rizki

rızkından

رِزْقِ

رزق

23

llahi

Allah'ın

اللَّهِ

-

24

ve la

ve

وَلَا

-

25

tea'sev

küstahlaşmayın

تَعْثَوْا

عثو

26

fi

فِي

-

27

l-erdi

yerde/yeryüzünde

الْأَرْضِ

ارض

28

mufsidine

fesatçılar (olarak)

مُفْسِدِينَ

فسد


67|2|60|وَإِذِ ٱسْتَسْقَىٰ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِۦ فَقُلْنَا ٱضْرِب بِّعَصَاكَ ٱلْحَجَرَ فَٱنفَجَرَتْ مِنْهُ ٱثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَّشْرَبَهُمْ كُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ مِن رِّزْقِ ٱللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا۟ فِى ٱلْأَرْضِ مُفْسِدِينَ
60. Ve izisteskâ mûsâ li kavmihî fe kulnâdrib bi asâkel hacer(hacere) fenfeceret minhusnetâ aşrete aynâ(aynen), kad alime kullu unâsin meşrebehum kulû veşrebû min rızkıllâhi ve lâ ta’sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne).