Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:29

O (Allah) ki yarattı sizlere yerdekini/yeryüzündekini topluca; sonra istiva188 etti göğe180*; öyle ki istiva188 etti onlara; yedi göklere161**; ve O (Allah) her bir şeyi bilendir.

-188-188Düzenlemek, dengelemek, seviyelemek, her şeyi uygun olarak, tam yerinde olarak düzenlemek. Her şeyi gerekli olan seviyesinde, dengeli olarak inşa etmek. -180-

180Kur’an’a göre gök kavramı başımızı göğe çevirip baktığımızda gördüğümüz veya göremediğimiz her şeyi kapsar. Tekil olarak; Dünya atmosferi, diğer gezegenlerin atmosferi, galaksimiz içindeki bir nebula/bulutsu ya da evrenin kendisi işaret edilmiş olabilir. Gök kavramı ayetin işareti üzerinden okunmalıdır. 

-161-

161Çoklu gökler. Güneş sistemimiz ve onun benzerleri olan sistemler (çok sayıda gezegen atmosferi/gök içerdikleri için). Paralel evrenler (çok sayıda evren/gök içerdikleri için).

*Dünya atmosferi işaret edilmiştir. Yer yani Dünya gezegeni yaratıldığında bir atmosfere yani göğe sahip değildi. Dünya atmosferinin oluşumu sonradan gerçekleşmiştir.

**Güneş sistemimizdeki diğer gezegenlerin gökleri de Dünya atmosferimizle aynı zamanda düzenlenmiştir. Çoklu gökler bu ayette Güneş sistemdeki gezegenlerin gökleri için kullanılmıştır.

(Bakara) 2:29

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

huve

O (Allah)

هُوَ

-

2

llezi

ki

الَّذِي

-

3

haleka

yarattı

خَلَقَ

خلق

4

lekum

sizlere

لَكُمْ

-

5

ma

مَا

-

6

fi

فِي

-

7

l-erdi

yerdekini/yeryüzündekini

الْأَرْضِ

ارض

8

cemian

topluca

جَمِيعًا

جمع

9

summe

sonra

ثُمَّ

-

10

steva

istiva etti

اسْتَوَىٰ

سوي

11

ila

إِلَى

-

12

s-semai

göğe

السَّمَاءِ

سمو

13

fe sevvahunne

öyle ki istiva etti onlara

فَسَوَّاهُنَّ

سوي

14

seb'a

yedi

سَبْعَ

سبع

15

semavatin

göklere

سَمَاوَاتٍ

سمو

16

ve huve

ve O (Allah)

وَهُوَ

-

17

bikulli

her bir

بِكُلِّ

كلل

18

şey'in

şeyi

شَيْءٍ

شيا

19

alimun

bilendir

عَلِيمٌ

علم

36|2|29|هُوَ ٱلَّذِى خَلَقَ لَكُم مَّا فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ ٱسْتَوَىٰٓ إِلَى ٱلسَّمَآءِ فَسَوَّىٰهُنَّ سَبْعَ سَمَٰوَٰتٍ وَهُوَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ
29. Huvellezî halaka lekum mâ fîl ardı cemîan summestevâ iles semâi fe sevvâhunne seb’a semâvât(semâvâtin), ve huve bi kulli şey’in alîm(alîmun).