Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

Ey iman47 etmiş kimseler! Borçlandığınız zaman borç; belirlenmiş bir ecele/süreye kadar; öyle ki yazın onu (borcu); ve yazsın aranızdan bir kâtip/yazıcı adaletle; geri çevirmesin/reddetmesin kâtip/yazıcı; ki yazsın Allah'ın ona öğrettiği gibi*; öyle ki yazsın ve dikte etsin** (borçlu) kimse (ki) üzerindedir hak (borçlu); ve takvalı21 olsun (borçlu) Allah’a; Rabbine; ve azaltmasın (borçlu) ondan (borçtan) bir şey; öyle ki eğer üzerinde hak olmuş olan (borçlu) kimse bir aklı ermezse ya da bir zayıfsa/acizse ya da o tabi olamazsa/güç yetiremezse dikte etmeye**; öyle ki dikte etsin** velisi onun adaletle; ve şahit/tanık edin iki şahidi/tanığı adamlarınızdan/erkeklerinizden; öyle ki eğer asla olmazsa iki adam/erkek; öyle ki bir adam/erkek ve iki kadın384 şahitlerden; razı olduğunuz kimseden; ki dalalete düşer o ikisinin biri (bir kadın); öyle ki hatırlatır o ikisinin biri (kadın) diğerine384; ve geri çevirmesin/reddetmesin şahitler davet edildikleri zaman; üşenmeyin yazmaya onu (borcu); az ya da çok; eceline kadar onun (borcun); işte bu; daha eşittir Allah’ın indinde/katında; ve daha diktir/ayaktadır/kıyamdadır şahitliğe/tanıklığa; ve daha yakındır kuşkulanmamamıza; dışındadır ki olur hazır bir ticaret***; değiş tokuş edersiniz onu aranızda; öyle ki yoktur üzerinize bir günah ki yazmazsınız onu; ve şahit/tanık tutun alışveriş ettiğiniz**** zaman; ve de zarara uğratılmasın kâtip/yazan; ve de şahit/tanık; ve eğer faaliyet içinde olursanız (zarara uğratmaya); öyle ki doğrusu o (faaliyet) bir fâsıktır38 sizlere; ve takvalı21 olun Allah’a; ve öğretir sizlere Allah; ve Allah her bir şeyi bilendir.

*Yüce Allah'ın kendisine verdiği okuma yazma nimetini kullanarak ayette belirtildiği gibi yazsın.

**Yazıyı takip etsin. Gerekirse sesli olarak okusun.

***Borçlanmadan yapılan peşin alışveriş.

****Borçlanarak yapılan alışveriş.

(Bakara) 2:282
null
(Bakara) 2:282

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ya eyyuha

ey

يَا أَيُّهَا

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

4

iza

zaman

إِذَا

-

5

tedayentum

borçlandığınız

تَدَايَنْتُمْ

دين

6

bideynin

borç

بِدَيْنٍ

دين

7

ila

kadar

إِلَىٰ

-

8

ecelin

ecele

أَجَلٍ

اجل

9

musemmen

bir belirlenmiş

مُسَمًّى

سمو

10

fektubuhu

öyle ki yazın onu

فَاكْتُبُوهُ

كتب

11

velyektub

ve yazsın

وَلْيَكْتُبْ

كتب

12

beynekum

aranızdan

بَيْنَكُمْ

بين

13

katibun

bir kâtip/yazıcı

كَاتِبٌ

كتب

14

bil-adli

adaletle

بِالْعَدْلِ

عدل

15

ve la

 

وَلَا

-

16

ye'be

geri çevirmesin/reddetmesin

يَأْبَ

ابي

17

katibun

kâtip/yazıcı

كَاتِبٌ

كتب

18

en

ki

أَنْ

-

19

yektube

yazsın

يَكْتُبَ

كتب

20

kema

gibi

كَمَا

-

21

allemehu

ona öğrettiği

عَلَّمَهُ

علم

22

llahu

Allah'ın

اللَّهُ

-

23

felyektub

öyle ki yazsın

فَلْيَكْتُبْ

كتب

24

velyumlili

ve dikte etsin

وَلْيُمْلِلِ

ملل

25

llezi

kimse

الَّذِي

-

26

aleyhi

üzerindedir onun

عَلَيْهِ

-

27

l-hakku

hak

الْحَقُّ

حقق

28

velyetteki

ve takvalı olsun

وَلْيَتَّقِ

وقي

29

llahe

Allah’a

اللَّهَ

-

30

rabbehu

Rabbi’ne

رَبَّهُ

ربب

31

ve la

ve

وَلَا

-

32

yebhas

azaltmasın

يَبْخَسْ

بخس

33

minhu

ondan

مِنْهُ

-

34

şey'en

bir şey

شَيْئًا

شيا

35

fein

öyle ki eğer

فَإِنْ

-

36

kane

oldu

كَانَ

كون

37

llezi

kimse

الَّذِي

-

38

aleyhi

üzerindedir onun

عَلَيْهِ

-

39

l-hakku

hak

الْحَقُّ

حقق

40

sefihen

bir aklı ermez

سَفِيهًا

سفه

41

ev

ya da

أَوْ

-

42

deiyfen

bir zayıf/aciz

ضَعِيفًا

ضعف

43

ev

ya da

أَوْ

-

44

la

 

لَا

-

45

yestetiu

tabi olmaz

يَسْتَطِيعُ

طوع

46

en

ki

أَنْ

-

47

yumille

dikte eder

يُمِلَّ

ملل

48

huve

o

هُوَ

-

49

felyumlil

öyle ki dikte etsin

فَلْيُمْلِلْ

ملل

50

veliyyuhu

velisi onun

وَلِيُّهُ

ولي

51

bil-adli

adaletle

بِالْعَدْلِ

عدل

52

vesteşhidu

ve şahit/tanık edin

وَاسْتَشْهِدُوا

شهد

53

şehideyni

iki şahidi/tanığı

شَهِيدَيْنِ

شهد

54

min

 

مِنْ

-

55

ricalikum

adamlarınızdan

رِجَالِكُمْ

رجل

56

fe in

öyle ki eğer

فَإِنْ

-

57

lem

asla

لَمْ

-

58

yekuna

olmazsa

يَكُونَا

كون

59

raculeyni

iki adam

رَجُلَيْنِ

رجل

60

feraculun

öyle ki bir adam

فَرَجُلٌ

رجل

61

vemraetani

ve iki kadın

وَامْرَأَتَانِ

مرا

62

mimmen

kimseden

مِمَّنْ

-

63

terdevne

razı olursunuz

تَرْضَوْنَ

رضو

64

mine

 

مِنَ

-

65

ş-şuheda'i

şahidlerden

الشُّهَدَاءِ

شهد

66

en

ki

أَنْ

-

67

tedille

dalalate düşer (kadın)

تَضِلَّ

ضلل

68

ihdahuma

 biri o ikisinin

إِحْدَاهُمَا

احد

69

fetuzekkira

öyle ki hatırlatır

فَتُذَكِّرَ

ذكر

70

ihdahuma

biri o ikisinin

إِحْدَاهُمَا

احد

71

l-uhra

diğerine

الْأُخْرَىٰ

اخر

72

ve la

ve

وَلَا

-

73

ye'be

geri çevirmesin/reddetmesin

يَأْبَ

ابي

74

ş-şuheda'u

şahidler

الشُّهَدَاءُ

شهد

75

iza

zaman

إِذَا

-

76

ma

 

مَا

-

77

duu

davet edildikleri

دُعُوا

دعو

78

ve la

 

وَلَا

-

79

tesemu

üşenmesinler

تَسْأَمُوا

سام

80

en

ki

أَنْ

-

81

tektubuhu

yazarsınız onu

تَكْتُبُوهُ

كتب

82

sagiran

az

صَغِيرًا

صغر

83

ev

ya da

أَوْ

-

84

kebiran

çok

كَبِيرًا

كبر

85

ila

kadar

إِلَىٰ

-

86

ecelihi

eceline onun

أَجَلِهِ

اجل

87

zalikum

işte bu

ذَٰلِكُمْ

-

88

eksetu

daha eşittir

أَقْسَطُ

قسط

89

inde

indinde/katında

عِنْدَ

عند

90

llahi

Allah’ın

اللَّهِ

-

91

ve ekve mu

ve daha diktir/ayaktadır/kıyamdadır

وَأَقْوَمُ

قوم

92

lişşehadeti

şahitliğe/tanıklığa

لِلشَّهَادَةِ

شهد

93

ve edna

ve daha yakındır

وَأَدْنَىٰ

دنو

94

ella

ki

أَلَّا

-

95

tertabu

kuşkulanmazsınız

تَرْتَابُوا

ريب

96

illa

dışında

إِلَّا

-

97

en

ki

أَنْ

-

98

tekune

olur

تَكُونَ

كون

99

ticaraten

bir ticaret

تِجَارَةً

تجر

100

hadiraten

hazır

حَاضِرَةً

حضر

101

tudiruneha

değiş tokuş edersiniz onu

تُدِيرُونَهَا

دور

102

beynekum

aranızda

بَيْنَكُمْ

بين

103

feleyse

öyle ki yoktur

فَلَيْسَ

ليس

104

aleykum

üzerinize

عَلَيْكُمْ

-

105

cunahun

bir günah

جُنَاحٌ

جنح

106

ella

ki

أَلَّا

-

107

tektubuha

 yazmazsınız onu

تَكْتُبُوهَا

كتب

108

ve eşhidu

ve şahid/tanık tutun

وَأَشْهِدُوا

شهد

109

iza

zaman

إِذَا

-

110

tebayea'tum

alışveriş edersiniz

تَبَايَعْتُمْ

بيع

111

ve la

ve de

وَلَا

-

112

yudarra

zarara uğratılmasın

يُضَارَّ

ضرر

113

katibun

kâtip/yazan

كَاتِبٌ

كتب

114

ve la

ve de

وَلَا

-

115

şehidun

şahik/tanık

شَهِيدٌ

شهد

116

ve in

ve eğer

وَإِنْ

-

117

tef'alu

faaliyet içinde olursanız

تَفْعَلُوا

فعل

118

feinnehu

öyle ki doğrusu o

فَإِنَّهُ

-

119

fusukun

bir fasıktır

فُسُوقٌ

فسق

120

bikum

sizlere

بِكُمْ

-

121

vetteku

ve takvalı olun

وَاتَّقُوا

وقي

122

llahe

Allah’a

اللَّهَ

-

123

ve yuallimukumu

ve öğretir sizlere

وَيُعَلِّمُكُمُ

علم

124

llahu

Allah

اللَّهُ

-

125

vallahu

ve Allah

وَاللَّهُ

-

126

bikulli

her bir

بِكُلِّ

كلل

127

şey'in

şeyi

شَيْءٍ

شيا

128

alimun

bilendir

عَلِيمٌ

علم

289|2|282|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِذَا تَدَايَنتُم بِدَيْنٍ إِلَىٰٓ أَجَلٍ مُّسَمًّى فَٱكْتُبُوهُ وَلْيَكْتُب بَّيْنَكُمْ كَاتِبٌۢ بِٱلْعَدْلِ وَلَا يَأْبَ كَاتِبٌ أَن يَكْتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ ٱللَّهُ فَلْيَكْتُبْ وَلْيُمْلِلِ ٱلَّذِى عَلَيْهِ ٱلْحَقُّ وَلْيَتَّقِ ٱللَّهَ رَبَّهُۥ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْـًٔا فَإِن كَانَ ٱلَّذِى عَلَيْهِ ٱلْحَقُّ سَفِيهًا أَوْ ضَعِيفًا أَوْ لَا يَسْتَطِيعُ أَن يُمِلَّ هُوَ فَلْيُمْلِلْ وَلِيُّهُۥ بِٱلْعَدْلِ وَٱسْتَشْهِدُوا۟ شَهِيدَيْنِ مِن رِّجَالِكُمْ فَإِن لَّمْ يَكُونَا رَجُلَيْنِ فَرَجُلٌ وَٱمْرَأَتَانِ مِمَّن تَرْضَوْنَ مِنَ ٱلشُّهَدَآءِ أَن تَضِلَّ إِحْدَىٰهُمَا فَتُذَكِّرَ إِحْدَىٰهُمَا ٱلْأُخْرَىٰ وَلَا يَأْبَ ٱلشُّهَدَآءُ إِذَا مَا دُعُوا۟ وَلَا تَسْـَٔمُوٓا۟ أَن تَكْتُبُوهُ صَغِيرًا أَوْ كَبِيرًا إِلَىٰٓ أَجَلِهِۦ ذَٰلِكُمْ أَقْسَطُ عِندَ ٱللَّهِ وَأَقْوَمُ لِلشَّهَٰدَةِ وَأَدْنَىٰٓ أَلَّا تَرْتَابُوٓا۟ إِلَّآ أَن تَكُونَ تِجَٰرَةً حَاضِرَةً تُدِيرُونَهَا بَيْنَكُمْ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَلَّا تَكْتُبُوهَا وَأَشْهِدُوٓا۟ إِذَا تَبَايَعْتُمْ وَلَا يُضَآرَّ كَاتِبٌ وَلَا شَهِيدٌ وَإِن تَفْعَلُوا۟ فَإِنَّهُۥ فُسُوقٌۢ بِكُمْ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَيُعَلِّمُكُمُ ٱللَّهُ وَٱللَّهُ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ
282. Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ tedâyentum bi deynin ilâ ecelin musemmen fektubûh(fektubûhu), velyektub beynekum kâtibun bil adl(adli), ve lâ ye’be kâtibun en yektube kemâ allemehullâhu felyektub, velyumlilillezî aleyhil hakku velyettekıllâhe rabbehû ve lâ yebhas minhu şey’â(şey’en), fe in kânellezî aleyhil hakku sefîhan ev daîfen ev lâ yestatîu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl(adli), vesteşhidû şehîdeyni min ricâlikum, fe in lem yekûnâ raculeyni fe raculun vemraetâni mimmen terdavne mineş şuhedâi en tedılle ıhdâhumâ fe tuzekkire ıhdâhumâl uhrâ ve lâ ye’beş şuhedâu izâ mâ duû, ve lâ tes’emû en tektubûhu sagîran ev kebîran ilâ ecelih(ecelihî), zâlikum aksatu indallâhi ve akvemu liş şehâdeti ve ednâ ellâ tertâbû illâ en tekûne ticâreten hâdıraten tudîrûnehâ beynekum fe leyse aleykum cunâhun ellâ tektubûhâ ve eşhidû izâ tebâya’tum, ve lâ yudârra kâtibun ve lâ şehîd(şehîdun), ve in tef’alû fe innehu fusûkun bikum, vettekûllâh(vettekûllâhe), ve yuallimukumullâh(yuallimukumullâhu), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun).