Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:277

Doğrusu kimseler (ki) iman47 ettiler; ve yaptılar sâlihât18; ve diktiler/ayağa kaldırdılar salâtı5; ve verdiler zekâtı10; onlaradır ecirleri/karşılıkları Rablerinin4 indinde/katında; ve yoktur bir korku onlara; ve onlar hüzünlenmezler.

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-18-

18Düzeltici-iyileştirici-barışa yönelik işler.

-5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

-10-

10Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür. 

-4-

4Efendi, komuta eden.

(Bakara) 2:277

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

inne

doğrusu

إِنَّ

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman ettiler

امَنُوا

امن

4

ve amilu

ve yaptılar

وَعَمِلُوا

عمل

5

s-salihati

sâlihât

الصَّالِحَاتِ

صلح

6

ve ekamu

ve diktiler/ayağa kaldırdılar

وَأَقَامُوا

قوم

7

s-salate

salatı

الصَّلَاةَ

صلو

8

ve atevu

ve verdiler

وَاتَوُا

اتي

9

z-zekate

zekâtı

الزَّكَاةَ

زكو

10

lehum

onlaradır

لَهُمْ

-

11

ecruhum

ecirleri/karşılıkları

أَجْرُهُمْ

اجر

12

inde

indindedir/katındadır

عِنْدَ

عند

13

rabbihim

Rableri

رَبِّهِمْ

ربب

14

ve la

ve yoktur

وَلَا

-

15

havfun

bir korku

خَوْفٌ

خوف

16

aleyhim

onlara

عَلَيْهِمْ

-

17

ve la

وَلَا

-

18

hum

ve onlar

هُمْ

-

19

yehzenune

hüzünlenmezler

يَحْزَنُونَ

حزن

284|2|277|إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَأَقَامُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَوُا۟ ٱلزَّكَوٰةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
277. İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve ekâmûs salâte ve âtevûz zekâte lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).