Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

Kimseler (ki) yerler riba; kalkmazlar (onlar) ancak kalkan kimse gibi; çarptı onu şeytan temasından; işte bu onların "Doğrusu (ki) satış neyse riba (da) mislidir/benzeridir" demelerindendir; ve helal kıldı Allah satışı; ve haram etti ribayı; öyle ki kim getirdi  kendine bir vaaz/tavsiye Rabbinden; öyle ki engelledi (o); öyle ki önceden geçeni ona; ve emri/işi onun Allah'adır; ve kim geri döndü; öyle ki işte bunlar ateş ashabıdır; onlar orada (cehennemde) ölümsüzlerdir.
(Bakara) 2:275
null
(Bakara) 2:275

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ellezine

kimseler (ki)

الَّذِينَ

-

2

ye'kulune

yerler

يَأْكُلُونَ

اكل

3

r-riba

riba

الرِّبَا

ربو

4

la

 

لَا

-

5

yekumune

kalkmazlar

يَقُومُونَ

قوم

6

illa

dışında

إِلَّا

-

7

kema

gibi

كَمَا

-

8

yekumu

kalkar

يَقُومُ

قوم

9

llezi

kimse

الَّذِي

-

10

yetehabbetuhu

çarptı onu

يَتَخَبَّطُهُ

خبط

11

ş-şeytanu

şeytan

الشَّيْطَانُ

شطن

12

mine

 

مِنَ

-

13

l-messi

temasından

الْمَسِّ

مسس

14

zalike

işte bu

ذَٰلِكَ

-

15

biennehum

onların ki

بِأَنَّهُمْ

-

16

kalu

derler

قَالُوا

قول

17

innema

doğrusu neyse

إِنَّمَا

-

18

l-bey'u

satış

الْبَيْعُ

بيع

19

mislu

mislidir/benzeridir

مِثْلُ

مثل

20

r-riba

riba

الرِّبَا

ربو

21

veehalle

ve helal kıldı

وَأَحَلَّ

حلل

22

llahu

Allah

اللَّهُ

-

23

l-bey'a

satışı

الْبَيْعَ

بيع

24

veharrame

ve haram etti

وَحَرَّمَ

حرم

25

r-riba

ribayı

الرِّبَا

ربو

26

femen

öyle ki kim

فَمَنْ

-

27

ca'ehu

getirdi kendine

جَاءَهُ

جيا

28

mev'izetun

bir vaaz/tavsiye

مَوْعِظَةٌ

وعظ

29

min

 

مِنْ

-

30

rabbihi

Rabbinden

رَبِّهِ

ربب

31

fenteha

öyle ki engelledi

فَانْتَهَىٰ

نهي

32fe lehuöyle ki ona

33

ma

 

مَا

-

34

selefe

önceden geçeni

سَلَفَ

سلف

35

ve emruhu

ve emri/işi onun

وَأَمْرُهُ

امر

36

ila

 

إِلَى

-

37

llahi

Allah'adır

اللَّهِ

-

38

ve men

ve kim

وَمَنْ

-

39

aade

geri döndü

عَادَ

عود

40

feulaike

öyle ki işte bunlar

فَأُولَٰئِكَ

-

41

eshabu

ashabıdır

أَصْحَابُ

صحب

42

n-nari

ateş

النَّارِ

نور

43

hum

onlar

هُمْ

-

44

fiha

orada (cehennemde)

فِيهَا

-

45

halidune

ölümsüzler

خَالِدُونَ

خلد

 

282|2|275|ٱلَّذِينَ يَأْكُلُونَ ٱلرِّبَوٰا۟ لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ ٱلَّذِى يَتَخَبَّطُهُ ٱلشَّيْطَٰنُ مِنَ ٱلْمَسِّ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوٓا۟ إِنَّمَا ٱلْبَيْعُ مِثْلُ ٱلرِّبَوٰا۟ وَأَحَلَّ ٱللَّهُ ٱلْبَيْعَ وَحَرَّمَ ٱلرِّبَوٰا۟ فَمَن جَآءَهُۥ مَوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّهِۦ فَٱنتَهَىٰ فَلَهُۥ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُۥٓ إِلَى ٱللَّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلنَّارِ هُمْ فِيهَا خَٰلِدُونَ
275. Ellezîne ye’kulûner ribâ lâ yekûmûne illâ kemâ yekûmullezî yetehabbetuhuş şeytânu minel mess(messi), zâlike bi ennehum kâlû innemal bey’u mislur ribâ, ve ehallallâhul bey’a ve harramer ribâ fe men câehu mev’izatun min rabbihî fentehâ fe lehu mâ selef(selefe), ve emruhû ilâllâh(ilâllâhi), ve men âde fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).