Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:264

Ey iman47 etmiş kimseler! Boşa çıkarmayın sadakalarınızı378; minnetle* (minnete neden olarak) ve eziyetle**(eziyete neden olarak); kimse gibi (ki) infak6 eder malını insanlara gösteriş (-le) ; iman47 etmez Allah'a ve ahiret gününe; öyle ki misali onun (kimsenin) misali gibidir saf/düz bir kaya; üzerinde onun (kayanın) turabin/toz; öyle ki isabet eder ona (kayaya) bir sağanak ; öyle ki bırakır onu semsert/yaşamsız; güç yetiremez (o kimse) kazandıklarından bir şey üzerine; ve Allah doğru yola kılavuzlamaz kâfirler25 kavmini/toplumunu.

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-378-

378Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi. Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)

Detaylı bilgi için;
Sadaka nedir?

-6-

6Affedilen, gönülden kopan, temiz ve güzel şeylerden ihtiyaç sahipleri için harcama.  

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

*Minnet duyulması amacıyla yaparak. Minnet bekleyerek. 

**Sıkıntı, eziyet, huzursuzluk vererek.

null
(Bakara) 2:264

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ya eyyuha

ey

يَا أَيُّهَا

-

2

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

3

amenu

iman etmiş

امَنُوا

امن

4

la

 

لَا

-

5

tubtilu

boşa çıkarmayın

تُبْطِلُوا

بطل

6

sadekatikum

sadakalarınızı

صَدَقَاتِكُمْ

صدق

7

bil-menni

minnetle

بِالْمَنِّ

منن

8

vel'eza

ve eziyetle

وَالْأَذَىٰ

اذي

9

kallezi

kimseler gibi

كَالَّذِي

-

10

yunfiku

infak eder

يُنْفِقُ

نفق

11

malehu

malını

مَالَهُ

مول

12

ria'e

gösteriş (-le)

رِئَاءَ

راي

13

n-nasi

insanlara

النَّاسِ

نوس

14

ve la

 

وَلَا

-

15

yu'minu

iman etmez

يُؤْمِنُ

امن

16

billahi

Allah'a

بِاللَّهِ

-

17

velyevmi

ve gününe

وَالْيَوْمِ

يوم

18

l-ahiri

ahiret

الْاخِرِ

اخر

19

femeseluhu

öyleki misali onun

فَمَثَلُهُ

مثل

20

kemeseli

misali gibidir

كَمَثَلِ

مثل

21

safvanin

saf/düz bir kaya

صَفْوَانٍ

صفو

22

aleyhi

üzerinde onun

عَلَيْهِ

-

23

turabun

toz

تُرَابٌ

ترب

24

feesabehu

öyle ki isabet eder ona

فَأَصَابَهُ

صوب

25

vabilun

bir sağanak

وَابِلٌ

وبل

26

feterakehu

öyleki bırakır onu

فَتَرَكَهُ

ترك

27

salden

semsert/yaşamsız

صَلْدًا

صلد

28

la

 

لَا

-

29

yekdirune

güç yetiremez

يَقْدِرُونَ

قدر

30

ala

üzerine

عَلَىٰ

-

31

şey'in

bir şeye

شَيْءٍ

شيا

32

mimma

 

مِمَّا

-

33

kesebu

kazandıklarından

كَسَبُوا

كسب

34

vallahu

ve Allah

وَاللَّهُ

-

35

la

 

لَا

-

36

yehdi

doğru yola kılavuzlamaz

يَهْدِي

هدي

37

l-kavme

kavmini/toplumunu

الْقَوْمَ

قوم

38

l-kafirine

kâfirler

الْكَافِرِينَ

كفر

 

271|2|264|يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ لَا تُبْطِلُوا۟ صَدَقَٰتِكُم بِٱلْمَنِّ وَٱلْأَذَىٰ كَٱلَّذِى يُنفِقُ مَالَهُۥ رِئَآءَ ٱلنَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ فَمَثَلُهُۥ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَأَصَابَهُۥ وَابِلٌ فَتَرَكَهُۥ صَلْدًا لَّا يَقْدِرُونَ عَلَىٰ شَىْءٍ مِّمَّا كَسَبُوا۟ وَٱللَّهُ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلْكَٰفِرِينَ
264. Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tubtılû sadakâtikum bil menni vel ezâ, kellezî yunfiku mâlehu riâen nâsi ve lâ yu’minu billâhi vel yevmil âhır(âhıri), fe meseluhu ke meseli safvânin aleyhi turâbun fe esâbehu vâbilun fe terakehu saldâ(salden), lâ yakdirûne alâ şey’in mimmâ kesebû vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirîn(kâfirîne).