Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:253
İşte şunlar; resûllerdir418; öyle ki faziletli kıldık onların bir kısmını onlardan bir kısma karşı; kimine kelam etti Allah; ve yükseltti (Allah) bir kısmını onların derecelerle; ve verdik Meryem oğlu Îsa'ya beyanatlar; ve destekledik onu (Îsa'yı) kutsal ruhla; velev/eğer dileseydi Allah katletmiş olmazdı onların sonrasında (gelen) kimseler; onlara gelen beyanatlar sonrasında; velakin/fakat ihtilafa düştüler; öyle ki onlardan kimi iman47 etti ve onlardan kimi kâfirlik25 etti; velev/eğer dileseydi Allah katletmiş35 olmazlardı; velakin/fakat Allah faaliyete geçirir dilediğini.
-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-35-

35Öldürmek, savaşmak, zor duruma sokmak, aşırı derecede rahatsız etmek, zarar vermek.

null
(Bakara) 2:253

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

tilke

işte şunlar

تِلْكَ

-

2

r-rusulu

resûllerdir

الرُّسُلُ

رسل

3

feddelna

öyle ki faziletli kıldık

فَضَّلْنَا

فضل

4

bea'dehum

bir kısmını onların

بَعْضَهُمْ

بعض

5

ala

karşı

عَلَىٰ

-

6

bea'din

bir kısma

بَعْضٍ

بعض

7

minhum

onlardan

مِنْهُمْ

-

8

men

kimine

مَنْ

-

9

kelleme

kelam etti

كَلَّمَ

كلم

10

llahu

Allah

اللَّهُ

-

11

ve rafea

ve yükseltti (Allah)

وَرَفَعَ

رفع

12

bea'dehum

bir kısmını onların

بَعْضَهُمْ

بعض

13

deracatin

derecelerler

دَرَجَاتٍ

درج

14

ve ateyna

ve verdik

وَاتَيْنَا

اتي

15

iysa

Îsa'ya

عِيسَى

-

16

bne

oğlu

ابْنَ

بني

17

meryeme

Meryem

مَرْيَمَ

-

18

l-beyyinati

beyanatlar

الْبَيِّنَاتِ

بين

19

ve eyyednahu

ve destekledik onu

وَأَيَّدْنَاهُ

ايد

20

biruhi

ruhla

بِرُوحِ

روح

21

l-kudusi

kutsal

الْقُدُسِ

قدس

22

velev

velev/eğer

وَلَوْ

-

23

şa'e

dileseydi

شَاءَ

شيا

24

llahu

Allah

اللَّهُ

-

25

ma

olmazdı

مَا

-

26

ktetele

öldürmüş

اقْتَتَلَ

قتل

27

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

28

min

 

مِنْ

-

29

bea'dihim

sonrasında onların

بَعْدِهِمْ

بعد

30

min

 

مِنْ

-

31

bea'di

sonrasında

بَعْدِ

بعد

32

ma

 

مَا

-

33

ca'ethumu

gelen onlara

جَاءَتْهُمُ

جيا

34

l-beyyinatu

beyanatlar

الْبَيِّنَاتُ

بين

35

velakini

velakin/fakat

وَلَٰكِنِ

-

36

htelefu

ihtilafa düştüler

اخْتَلَفُوا

خلف

37

feminhum

öyle ki onlardan

فَمِنْهُمْ

-

38

men

kimi

مَنْ

-

39

amene

iman etti

امَنَ

امن

40

ve minhum

ve onlardan

وَمِنْهُمْ

-

41

men

kimi

مَنْ

-

42

kefera

kâfirlik etti

كَفَرَ

كفر

43

velev

velev/eğer

وَلَوْ

-

44

şa'e

dileseydi

شَاءَ

شيا

45

llahu

Allah

اللَّهُ

-

46

ma

olmazlardı

مَا

-

47

ktetelu

katlemiş

اقْتَتَلُوا

قتل

48

velakinne

velakin/fakat

وَلَٰكِنَّ

-

49

llahe

Allah

اللَّهَ

-

50

yef'alu

faaliyete geçirir

يَفْعَلُ

فعل

51

ma

 

مَا

-

52

yuridu

dilediğini

يُرِيدُ

رود

 

260|2|253|تِلْكَ ٱلرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ مِّنْهُم مَّن كَلَّمَ ٱللَّهُ وَرَفَعَ بَعْضَهُمْ دَرَجَٰتٍ وَءَاتَيْنَا عِيسَى ٱبْنَ مَرْيَمَ ٱلْبَيِّنَٰتِ وَأَيَّدْنَٰهُ بِرُوحِ ٱلْقُدُسِ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَا ٱقْتَتَلَ ٱلَّذِينَ مِنۢ بَعْدِهِم مِّنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَٰتُ وَلَٰكِنِ ٱخْتَلَفُوا۟ فَمِنْهُم مَّنْ ءَامَنَ وَمِنْهُم مَّن كَفَرَ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَا ٱقْتَتَلُوا۟ وَلَٰكِنَّ ٱللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ
253. Tilker rusulu faddalnâ ba’dahum alâ ba’d(ba’din), minhum men kellemallâhu ve rafea ba’dahum derecât(derecâtin), ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhıl kudus(rûhıl kudusi), ve lev şâallâhu maktetelellezîne min ba’dihim min ba’di mâ câethumul beyyinâtu ve lâkinihtelefû fe minhum men âmene ve minhum men kefer(kefere), ve lev şâallâhu maktetelû ve lâkinnallâhe yef’alu mâ yurîd(yurîdu).