Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:196
Ve tamamlayın haccı327 ve umreyi337 Allah için; öyle ki eğer kısıtlanırsanız o durumda kolayınıza gelenidir* hediyeden338; tıraş etmeyin başlarınızı339; ta ki ulaşır hediye338 kendi mahalline/yerine; öyle ki kim oldu sizlerden bir hasta ya da (oldu) onda (kimsede) başından bir rahatsızlık341; öyle ki (vardır) bir fidye siyamdan/oruçtan322 ya da sadakadan342** ya da nusuktan169; öyle ki emin olduğunuz zaman öyle ki kim metalandı/faydalandı umreyle doğru/kadar hacca; öyle ki (vardır) kolayına geldiği* hediyeden338; öyle ki kim asla bulamaz (hediye)340 öyle ki (vardır) bir siyam/oruç üç gün hacta; ve (vardır) yedi döndüğünüz zaman; işte şu (ki) ondur tamamı340; işte bu***; kimseleredir (ki) asla olmaz ahalisi onun hazır (da) haram mescitte; ve takvalı21 olun Allah'a; ve bilin; doğrusu Allah şiddetlidir akabinde.
-327-327Kur'an ayetlerinin delillerle tartışıldığı, öğrenildiği; belirlenmiş bir mekanda ve zamanda gerçekleştirilen, önceden duyurusu yapılan toplanma, bir araya gelme; kongre. -337-

337Vizit, ziyaret, amaç edinme, onarmak.

-338-

338Hac veya umre için haram mescide gelen kimselerin kendileri ve başkaları için yanlarında getirdikleri ihtiyaç giderici şeyler. Canlı hayvan mantıken en iyi hediyedir. İyi bir besin kaynağı olan et çölde çok hızlı bozulacağı için et verecek olan hayvanın canlı olarak haram mescide getirilmesi en güzelidir. Bu hayvanlar oraya gelen insanların doyurulması içindir. İhtiyaç oluştukça Yüce Allah adına kesilirler. 

-339-

339Hac ve umre için gelenlerin haram mescide girmeden önce baş tıraşı oldukları anlaşılmaktadır. Saçların çok kısa kalacak şekilde kesilmesi bit ve pire gibi parazitlerin yayılmasını büyük ölçüde azaltır. Benzer uygulamalar antik uygarlıklarda da mevcuttu. Şehre gelen yabancılar hamamda yıkanmadan şehre giremezlerdi.

Baş tıraşının aynı zamanda damga gibi bir işaret olduğunu da anlıyoruz. Hediye olarak getirilen şey hediyelerin kabul edilerek kayıt altına alındığı alana gelinceye kadar baş tıraşı olunmazdı. Hediye kendi mahalline ulaşıp o kimse adına kayıt yapıldığında artık o kimse baş tıraşı olabilir ve haram mescide girebilirdi. Anlarız ki baş tıraşı sağlık açısından önemli olduğu kadar işaretleme amaçlı da kullanılmıştır. Başları tıraşlı olan kimseler toplum için hediye sunmuş kimselerdir.


-341-

341Bir kimse hastaysa ya da başı tıraş edildiğinde başında bir deri hastalığı görülürse o kimseler hac ve umre yapamaz. Haram mescide giremez. Fidye olarak siyamdan/oruçtan ya da sadakadan ya da nusuktan bir karşılık/ödeme verir. Kişinin iyileştiğinden ve başındaki deri hastalığının geçtiğinden emin olunursa o durumda hediyesi kabul edilir ve haram mescide girebilir. Hediyede zorlanırsa kendisine kolay geleni verir.

Rabbimiz bu fidyenin miktarını rahmetinin gereği bildirmemiştir. Bu nedenle bizlere en kolay geleni tercih edebiliriz. Tek günlük bir siyam/oruç tutmak da ayetin tecelli etmesine yeterlidir. Ya da 3. tip bir sadaka verilebilir. Ya da adanılmış hayat tarzında devam edilebilir. Hastalığı nedeniyle mağdur olmuş bir kimseye Yüce Allah asla zorluk yüklemez. Adanmış hayatına devam etmesi bile bir fidye olur.   


-322-322İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.    -342-

342Kur’an’da 3 tip sadaka vardır. Bunlar;

1-Sadaka-1: Kamu yönetiminin topladığı bir gelir vergisi türü.

Kamu yönetimini 9:60 ayetinde Rabbimiz tarafından zikredilen gruplar için topladığı özel bir kamu vergisi (9:103, 9:58 ve 9:60).

2-Sadaka-2: Kamudan talepleri olan kişi ve kurumların kamu yönetimi ile görüşmeden önce vermesi gereken sadaka vergisi (Kamu harcı).

58:12 ayeti; bu fonda toplanan harç vergileri Sadaka-1 fonuna aktarılır.

3-Sadaka-3: Kişinin kendisinin sadaka vergisi vermesi.

Kamu yönetiminin Sadaka-1’deki gibi bir vergi almadığı kazançlardan kişinin kendisinin topluma kazandırarak verdiği sadaka. Bu tip sadaka vergisi fakirlere verilir. Açıkça verilebilir. Ama gizli verilmesi daha hayırlıdır. Fakirlere verilen sadaka vergisi kesinlikle incitici ve başa kakıcı olmamalıdır. (2:271 ve 2:263)

Detaylı bilgi için;

Sadaka nedir?

-169-

169Dine, İslam'a, sadece Kur'an'a adanmış hayat tarzı. Sadece Kur'an'ın emir ve yasaklarına dayanarak yapılan tüm eylemler.

-340-

340Hac ve umrede asla hediye getirme imkanı olmayan kimseler de baş tıraşı olur. Haram mescide girer. Ancak hediye fideye olarak 3 gün hac zamanında, 7 gün de evine döndüğünde olacak şekilde toplam 10 gün siyam/oruç tutar.        

-21-

21Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

*Gücünüzün yettiğidir.

**Tip 3 sadaka.

***Ayette işaret edilenler haram mescitte oturmayan, kendisinin bakımını sağlayacak olan hazırda akrabaları veya tanıdıkları olmayan kimseler içindir.

null
(Bakara) 2:196

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve etimmu

ve tamamlayın

وَأَتِمُّوا

تمم

2

l-hacce

haccı

الْحَجَّ

حجج

3

vel'umrate

ve umreyi

وَالْعُمْرَةَ

عمر

4

lillahi

Allah için

لِلَّهِ

-

5

fe in

öyle ki eğer

فَإِنْ

-

6

uhsirtum

kısıtlanırsanız

أُحْصِرْتُمْ

حصر

7

fema

öyle ki

فَمَا

-

8

steysera

kolayınıza gelenidir

اسْتَيْسَرَ

يسر

9

mine

 

مِنَ

-

10

l-hedyi

hediyeden

الْهَدْيِ

هدي

11

ve la

 

وَلَا

-

12

tehliku

tıraş etmeyin

تَحْلِقُوا

حلق

13

ru'usekum

başlarınızı

رُءُوسَكُمْ

راس

14

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

15

yebluga

ulaşırsınız

يَبْلُغَ

بلغ

16

l-hedyu

hediye

الْهَدْيُ

هدي

17

mehillehu

mahalline/yerine onun (hediyenin)

مَحِلَّهُ

حلل

18

femen

öyle ki kim

فَمَنْ

-

19

kane

oldu

كَانَ

كون

20

minkum

sizlerden

مِنْكُمْ

-

21

meridan

bir hasta

مَرِيضًا

مرض

22

ev

ya da

أَوْ

-

23

bihi

onda

بِهِ

-

24

ezen

bir eziyet/rahatsızlık/hasar/ağrı

أَذًى

اذي

25

min

 

مِنْ

-

26

ra'sihi

başından onun

رَأْسِهِ

راس

27

fefidyetun

öyle ki bir fidye

فَفِدْيَةٌ

فدي

28

min

 

مِنْ

-

29

siyamin

siyamdan/oruçtan

صِيَامٍ

صوم

30

ev

veya

أَوْ

-

31

sadekatin

sadakadadan

صَدَقَةٍ

صدق

32

ev

ya da

أَوْ

-

33

nusukin

nusuktan

نُسُكٍ

نسك

34

feiza

öyle ki zaman

فَإِذَا

-

35

emintum

emin oldunuz

أَمِنْتُمْ

امن

36

femen

öyle ki kim

فَمَنْ

-

37

temettea

metalanır/faydalanır

تَمَتَّعَ

متع

38

bil-umrati

umreyle

بِالْعُمْرَةِ

عمر

39

ila

doğru

إِلَى

-

40

l-hacci

hacca

الْحَجِّ

حجج

41

fema

öyle ki

فَمَا

-

42

steysera

kolayına gelenidir

اسْتَيْسَرَ

يسر

43

mine

 

مِنَ

-

44

l-hedyi

hediyeden

الْهَدْيِ

هدي

45

femen

öyle ki kim

فَمَنْ

-

46

lem

asla

لَمْ

-

47

yecid

bulamaz

يَجِدْ

وجد

48

fesiyamu

öyle ki siyam/oruç tutar

فَصِيَامُ

صوم

49

selaseti

üç

ثَلَاثَةِ

ثلث

50

eyyamin

gün

أَيَّامٍ

يوم

51

fi

 

فِي

-

52

l-hacci

hacta

الْحَجِّ

حجج

53

ve seb'atin

ve yedidir

وَسَبْعَةٍ

سبع

54

iza

zaman

إِذَا

-

55

racea'tum

döndüğünüz

رَجَعْتُمْ

رجع

56

tilke

işte şu

تِلْكَ

-

57

aşeratun

ondur

عَشَرَةٌ

عشر

58

kamiletun

tamamı

كَامِلَةٌ

كمل

59

zalike

işte bu

ذَٰلِكَ

-

60

limen

kimseleredir

لِمَنْ

-

61

lem

asla

لَمْ

-

62

yekun

olmaz

يَكُنْ

كون

63

ehluhu

ahalisi onun

أَهْلُهُ

اهل

64

hadiri

hazır

حَاضِرِي

حضر

65

l-mescidi

mescitte

الْمَسْجِدِ

سجد

66

l-harami

haram

الْحَرَامِ

حرم

67

vetteku

ve takvalı olun

وَاتَّقُوا

وقي

68

llahe

Allah'tan

اللَّهَ

-

69

vea'lemu

ve bilin

وَاعْلَمُوا

علم

70

enne

doğrusu

أَنَّ

-

71

llahe

Allah

اللَّهَ

-

72

şedidu

şiddetlidir

شَدِيدُ

شدد

73

l-ikabi

akabinde/arkasında

الْعِقَابِ

عقب

 

203|2|196|وَأَتِمُّوا۟ ٱلْحَجَّ وَٱلْعُمْرَةَ لِلَّهِ فَإِنْ أُحْصِرْتُمْ فَمَا ٱسْتَيْسَرَ مِنَ ٱلْهَدْىِ وَلَا تَحْلِقُوا۟ رُءُوسَكُمْ حَتَّىٰ يَبْلُغَ ٱلْهَدْىُ مَحِلَّهُۥ فَمَن كَانَ مِنكُم مَّرِيضًا أَوْ بِهِۦٓ أَذًى مِّن رَّأْسِهِۦ فَفِدْيَةٌ مِّن صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ فَإِذَآ أَمِنتُمْ فَمَن تَمَتَّعَ بِٱلْعُمْرَةِ إِلَى ٱلْحَجِّ فَمَا ٱسْتَيْسَرَ مِنَ ٱلْهَدْىِ فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلَٰثَةِ أَيَّامٍ فِى ٱلْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ تِلْكَ عَشَرَةٌ كَامِلَةٌ ذَٰلِكَ لِمَن لَّمْ يَكُنْ أَهْلُهُۥ حَاضِرِى ٱلْمَسْجِدِ ٱلْحَرَامِ وَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَٱعْلَمُوٓا۟ أَنَّ ٱللَّهَ شَدِيدُ ٱلْعِقَابِ
196. Ve etimmûl hacce vel umrete lillâh(lillâhi), fe in uhsirtum fe mesteysera minel hedyi ve lâ tahlikû ruûsekum hattâ yeblugal hedyu mahilleh(mahillehu), fe men kâne minkum marîdan ev bihî ezen min ra’sihî fe fidyetun min sıyâmin ev sadakatin ev nusuk(nusukin) fe izâ emintum, fe men temettea bil umreti ilel haccı fe mesteysera minel hedyi, fe men lem yecid fe sıyâmu selâseti eyyâmin fîl haccı ve seb’atin izâ reca’tum tilke aşaratun kâmileh(kâmiletun), zâlike li men lem yekun ehluhu hâdırıl mescidil harâm(harâmi), vettekûllâhe va’lemû ennellâhe şedîdul ikâb(ikâbi).