Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:184
Günlerdir sayılı/adetli; öyle ki kim oldu sizlerden bir hasta ya da sefer üzerinde; öyle ki adetincedir başka günlerden; ve üzerinedir kimselerin -tâkatını kullanırlar- bir fidye; doyurur bir miskini; öyle ki kim gönüllü oldu bir hayra/iyiliğe öyle ki o hayırdır/iyiliktir ona; ve ki siyam/oruç322 tutarsınız; hayırdır/iyiliktir sizlere eğer olduysanız bilirler.
-322-322İmtina etmek, çekinmek, sakınmak, uzak durmak anlamındadır. Ramazan ayında (30 gün) siyam/oruç tutulur. Şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt olunca -gün ışığı karanlıkta ilk belirginleştiğinde- başlar ve Güneş batınca biter. Siyam yemekten, içmekten ve cinsel yakınlaşmadan uzak durmaktır. Hasta veya seferde olanlar tutamadıkları günleri Ramazan ayı dışında tutarlar. Tâkatını kullanarak tutabilenlerse bir miskini/açlık sınırında yaşayanı doyurarak bir fidye verirler. Siyam/oruç tutmak da hayırlıdır; fidye vermek de hayırlıdır. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Siyam/oruç gecesi cinsel yakınlaşma serbesttir.    
null
(Bakara) 2:184

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

eyyamen

günlerdir

أَيَّامًا

يوم

2

mea'dudatin

sayılı/adetli

مَعْدُودَاتٍ

عدد

3

femen

öyle ki kim

فَمَنْ

-

4

kane

oldu

كَانَ

كون

5

minkum

sizlerden

مِنْكُمْ

-

6

meridan

bir hasta

مَرِيضًا

مرض

7

ev

ya da

أَوْ

-

8

ala

 

عَلَىٰ

-

9

seferin

sefer üzerinde

سَفَرٍ

سفر

10

feiddetun

öyle ki adetince

فَعِدَّةٌ

عدد

11

min

 

مِنْ

-

12

eyyamin

günlerden

أَيَّامٍ

يوم

13

uhara

başka

أُخَرَ

اخر

14

ve ala

ve üzerinedir

وَعَلَى

-

15

ellezine

kimselerin

الَّذِينَ

-

16

yutikunehu

tâkatını kullanırlar

يُطِيقُونَهُ

طوق

17

fidyetun

bir fidye

فِدْيَةٌ

فدي

18

taaamu

doyurur

طَعَامُ

طعم

19

miskinin

bir miskini

مِسْكِينٍ

سكن

20

fe men

öyle ki kim

فَمَنْ

-

21

tetavvea

gönüllü oldu

تَطَوَّعَ

طوع

22

hayran

bir hayra

خَيْرًا

خير

23

fehuve

öyle ki o

فَهُوَ

-

24

hayrun

hayırlıdır

خَيْرٌ

خير

25

lehu

ona

لَهُ

-

26

ve en

ve ki

وَأَنْ

-

27

tesumu

savm/oruç tutarsınız

تَصُومُوا

صوم

28

hayrun

hayırlıdır

خَيْرٌ

خير

29

lekum

sizlere

لَكُمْ

-

30

in

eğer

إِنْ

-

31

kuntum

olduysanız

كُنْتُمْ

كون

32

tea'lemune

bilirler

تَعْلَمُونَ

علم

 

191|2|184|أَيَّامًا مَّعْدُودَٰتٍ فَمَن كَانَ مِنكُم مَّرِيضًا أَوْ عَلَىٰ سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ وَعَلَى ٱلَّذِينَ يُطِيقُونَهُۥ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ فَمَن تَطَوَّعَ خَيْرًا فَهُوَ خَيْرٌ لَّهُۥ وَأَن تَصُومُوا۟ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
184. Eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), fe men kâne minkum marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) ve alellezîne yutîkûnehu fidyetun taâmu miskîn(miskînin), fe men tatavvaa hayran fe huve hayrun leh(lehu), ve en tesûmû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).