Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:177

Erdem değildir ki çevirirsiniz yüzlerinizi doğu ve batı kıbleye14; fakat erdem kimsededir (ki) iman47 etti Allah'a ve ahiret gününe; ve meleklere; ve kitaba (Kur’an’a); ve nebilere132; ve verdi malını -üzerindedir sevgisi-; yakında olanlara; ve yetimlere; ve açlık sınırında yaşayanlara; ve yolun oğluna/evsize; ve isteyenlere/talep edenlere; ve boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir); ve dikti/ayağa kaldırdı salâtı5; ve verdi zekâtı10; ve yerine getirenlerdedir antlaşmalarını antlaştıkları zaman; ve sabredenlerdedir51 sefalette/sıkıntıda; ve başı darda/bunalımda; ve seferberlik zamanında; işte bunlar; doğru kimselerdir; ve işte bunlar; onlardır takva sahipleri21.

-14-

14Tarafın/hedefin belli edilmesi amaçlı yönelme.

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-132-

132Kendisine kitap verilen resul/elçi. Her resul/elçi nebi değildir. Her nebi bir resuldür/elçidir.

-5-

5Müminlerin belirli vakitlerde (sabah ve akşam) akılla/fikirle Kur’an okuması, Kur’an dersi yaparak Kur’an’ın peşinden koşması. Akşam salâtı (Güneş’in batmasıyla başlar ve havanın tam kararmasıyla biter) ve sabah salâtı (havanın halen tam karanlık olduğu son anlarda başlar ve Güneş’in doğuşuyla biter).

-10-

10Arınma; her türlü kazançtan toplumun hakkını verme. Kazancın arınması-vergi; kazanç/kâr elde edildiğinde toplumun hakkı olan payın beklemeden topluma geri verilmesi. Oranı kamu otoritesi ihtiyaca göre belirler. Kamunun vergi almadığı kalemlerde kazancın 1/5'i topluma geri döndürülür. 

-51-

51Metanetli direnme. Dengeyi bozmadan/kontrolü kaybetmeden direnme/karşı durma.

-21-

21Sakınmak, çekinmek. Kur'an'da en çok Yüce Allah'ın hoşnut olmayacağı şeylerden, Kur'an'ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmayı, uzak durmayı işaret eder.

(Bakara) 2:177

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

leyse

değildir

لَيْسَ

ليس

2

l-birra

erdem

الْبِرَّ

برر

3

en

ki

أَنْ

-

4

tuvellu

çevirirsiniz

تُوَلُّوا

ولي

5

vucuhekum

yüzlerinizi

وُجُوهَكُمْ

وجه

6

kibele

kıbleye/yönüne

قِبَلَ

قبل

7

l-meşriki

doğu

الْمَشْرِقِ

شرق

8

velmegribi

ve batı

وَالْمَغْرِبِ

غرب

9

velakinne

fakat

وَلَٰكِنَّ

-

10

l-birra

erdem

الْبِرَّ

برر

11

men

kimsededir

مَنْ

-

12

amene

iman etti

امَنَ

امن

13

billahi

Allah'a

بِاللَّهِ

-

14

velyevmi

ve gününe

وَالْيَوْمِ

يوم

15

l-ahiri

ahiret

الْاخِرِ

اخر

16

velmelaiketi

ve meleklere

وَالْمَلَائِكَةِ

ملك

17

velkitabi

ve kitaba (Kur’an’a)

وَالْكِتَابِ

كتب

18

ve nnebiyyine

ve nebilere/peygamberlere

وَالنَّبِيِّينَ

نبا

19

ve ata

ve verdi

وَاتَى

اتي

20

l-male

malını

الْمَالَ

مول

21

ala

üzerindedir

عَلَىٰ

-

22

hubbihi

sevgisi

حُبِّهِ

حبب

23

zevi

olanlara

ذَوِي

-

24

l-kurba

yakında

الْقُرْبَىٰ

قرب

25

velyetama

ve yetimlere

وَالْيَتَامَىٰ

يتم

26

velmesakine

ve açlık sınırında yaşayanlara

وَالْمَسَاكِينَ

سكن

27

vebne

ve oğluna

وَابْنَ

بني

28

s-sebili

yolun

السَّبِيلِ

سبل

29

ve ssailine

ve isteyenlere/talep edenlere

وَالسَّائِلِينَ

سال

30

ve fi

ve

وَفِي

-

31

r-rikabi

boyunlardadır (boyunduruğu çözmededir)

الرِّقَابِ

رقب

32

ve ekame

ve dikti/ayağa kaldırdı

وَأَقَامَ

قوم

33

s-salate

salatı

الصَّلَاةَ

صلو

34

ve ata

ve verdi

وَاتَى

اتي

35

z-zekate

zekâtı

الزَّكَاةَ

زكو

36

velmufune

ve yerine getirenler

وَالْمُوفُونَ

وفي

37

biahdihim

antlaşmalarını

بِعَهْدِهِمْ

عهد

38

iza

zaman

إِذَا

-

39

aahedu

antlaştıkları

عَاهَدُوا

عهد

40

ve ssabirine

ve sabrederler/metanetli direnirler

وَالصَّابِرِينَ

صبر

41

fi

فِي

-

42

l-be'sa'i

sefalette/sıkıntıda

الْبَأْسَاءِ

باس

43

ve dderra'i

ve başı darda/bunalımda

وَالضَّرَّاءِ

ضرر

44

ve hine

ve zamanında

وَحِينَ

حين

45

l-be'si

seferberlik

الْبَأْسِ

باس

46

ulaike

işte bunlar

أُولَٰئِكَ

-

47

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

48

sadeku

doğrular

صَدَقُوا

صدق

49

ve ulaike

ve işte bunlar

وَأُولَٰئِكَ

-

50

humu

onlardır

هُمُ

-

51

l-muttekune

muttakiler

الْمُتَّقُونَ

وقي

184|2|177|لَّيْسَ ٱلْبِرَّ أَن تُوَلُّوا۟ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ وَلَٰكِنَّ ٱلْبِرَّ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْيَوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةِ وَٱلْكِتَٰبِ وَٱلنَّبِيِّۦنَ وَءَاتَى ٱلْمَالَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ ذَوِى ٱلْقُرْبَىٰ وَٱلْيَتَٰمَىٰ وَٱلْمَسَٰكِينَ وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِ وَٱلسَّآئِلِينَ وَفِى ٱلرِّقَابِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوٰةَ وَءَاتَى ٱلزَّكَوٰةَ وَٱلْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَٰهَدُوا۟ وَٱلصَّٰبِرِينَ فِى ٱلْبَأْسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ وَحِينَ ٱلْبَأْسِ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ صَدَقُوا۟ وَأُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْمُتَّقُونَ
177. Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl be’sâi ved darrâi ve hînel be’s(be’si) ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn(muttekûne).