Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:171
Ve kâfirlik25 etmiş kimselerin misali misali gibidir kimse (ki) haykırır işitmeze385; ancak bir çağırmadır ve bir nida/sesleniştir sağırlara, dilsizlere, körlere; öyle ki onlar (kâfirler) akletmezler562.
-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-385-385Bir kimse işitmeyen sağır bir kimseye karşı ne kadar haykırsa da, ne kadar seslense de amacına asla ulaşamaz.  Hatta kişi kör ve dilsizse tüm çabalar mutlak ki boşa gider. Kâfirlerin durumu da işte böyledir. Sağır, kör ve dilsiz olan bir kimseye haykıran kimseler gibidirler. Yaptıkları her şey boşunadır. Asla bir fayda sağlamaz. -562-562İslâm akıl dini değil nakil dinidir diyenlerin vay haline. Yaratılış özelliğimiz olan beyni çalıştırmak, doğruyu yanlıştan ayırmak için beyin hücrelerini bir bilgisayar işlemcisi gibi çalıştırmak, kullanmak. Her şeyi mantık süzgecinden geçirmek. Beynin onayına sunmak. Fikir yürütmek.
null
(Bakara) 2:171

  #  

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

ve meselu

ve misali

وَمَثَلُ

مثل

2

ellezine

kimselerin

الَّذِينَ

-

3

keferu

kâfirlik ettiler

كَفَرُوا

كفر

4

kemeseli

misali gibidir

كَمَثَلِ

مثل

5

llezi

kimsenin

الَّذِي

-

6

yen'iku

haykırır

يَنْعِقُ

نعق

7

bima

 

بِمَا

-

8

la

 

لَا

-

9

yesmeu

işitmeze

يَسْمَعُ

سمع

10

illa

ancak

إِلَّا

-

11

duaa'en

bir çağırma

دُعَاءً

دعو

12

ve nida'en

ve bir nida/sesleniş

وَنِدَاءً

ندو

13

summun

sağırlara

صُمٌّ

صمم

14

bukmun

dilsizlere

بُكْمٌ

بكم

15

umyun

körlere

عُمْيٌ

عمي

16

fehum

öyle ki onlar

فَهُمْ

-

17

la

 

لَا

-

18

yea'kilune

akletmezler

يَعْقِلُونَ

عقل

178|2|171|وَمَثَلُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ كَمَثَلِ ٱلَّذِى يَنْعِقُ بِمَا لَا يَسْمَعُ إِلَّا دُعَآءً وَنِدَآءً صُمٌّۢ بُكْمٌ عُمْىٌ فَهُمْ لَا يَعْقِلُونَ
171. Ve meselullezîne keferû ke meselillezî yen’ıku bi mâ lâ yesmeû illâ duâen ve nidââ(nidâen), summun bukmun umyun fe hum lâ ya’kılûn(ya’kılûne).