Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Bakara) 2:109

İster kitap ehlinden135 birçoğu; eğer ki geri döndürseler sizleri imanınızdan47 sonra kâfirlere25; bir hasettir208 nefislerinin201 yanından; beyan/deklere226 olandan sonra onlara hak/gerçek; öyleyse affedin; el sıkışın/temas kurun kibarca; ta ki getirir Allah emrini; doğrusu Allah her bir şey üzerine Kadîr’dir177.

-135-

135Hristiyanlar ve Yahudiler başta olmak üzere Kur'an öncesi kendilerine kitap verilmiş olan topluluklar. 

-47-

47Akılcı delillerle/kanıtlarla emin olma.

-25-

25Örten, gizleyen, kapatan. Bir çiftçi tohumu toprağa gömüp üzerini kapatırsa tohuma kafirlik etmiş olur. Ayette kullanım yerine göre anlam alır. Kur'an'da genel olarak gerçeği/hakkı örtüp gizlemek olarak kullanılır. Kur'an'ın ayetlerinin gerçek anlamını örten/kapatan/etkisizleştirenler de kâfirdirler.  

-208-

208Kıskanmak, çekememezlik, hınç, garez, kin, kıskanç,

-201-

201Benlik, kişilik, öz varlık.

-226-

226Deklere etmek, bildirmek, belli etmek, ifade etmek.

-177-

177Ölçeklendiren, derecelendiren, değerini belirleyen.

null
(Bakara) 2:109

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

vedde

ister

وَدَّ

ودد

2

kesirun

bir çoğu

كَثِيرٌ

كثر

3

min

مِنْ

-

4

ehli

ehli-

أَهْلِ

اهل

5

l-kitabi

kitaptan

الْكِتَابِ

كتب

6

lev

eğer ki

لَوْ

-

7

yeruddunekum

geri döndürseler sizleri

يَرُدُّونَكُمْ

ردد

8

min

مِنْ

-

9

bea'di

sonra

بَعْدِ

بعد

10

imanikum

imanınızdan

إِيمَانِكُمْ

امن

11

kuffaran

kâfirler

كُفَّارًا

كفر

12

haseden

bir haset

حَسَدًا

حسد

13

min

مِنْ

-

14

indi

yanından

عِنْدِ

عند

15

enfusihim

kendi nefisleri

أَنْفُسِهِمْ

نفس

16

min

مِنْ

-

17

bea'di

sonra

بَعْدِ

بعد

18

ma

مَا

-

19

tebeyyene

beyan/deklere olandan

تَبَيَّنَ

بين

20

lehumu

onlara

لَهُمُ

-

21

l-hakku

hak/gerçek

الْحَقُّ

حقق

22

fea'fu

öyleyse affedin

فَاعْفُوا

عفو

23

vesfehu

el sıkışın/dokunun kibarca

وَاصْفَحُوا

صفح

24

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

25

ye'tiye

getirir

يَأْتِيَ

اتي

26

llahu

Allah

اللَّهُ

-

27

biemrihi

emrini

بِأَمْرِهِ

امر

28

inne

doğrusu

إِنَّ

-

29

llahe

Allah

اللَّهَ

-

30

ala

üzerine

عَلَىٰ

-

31

kulli

her bir

كُلِّ

كلل

32

şey'in

şey

شَيْءٍ

شيا

33

kadirun

Kadîr’dir.

قَدِيرٌ

قدر

116|2|109|وَدَّ كَثِيرٌ مِّنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ لَوْ يَرُدُّونَكُم مِّنۢ بَعْدِ إِيمَٰنِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًا مِّنْ عِندِ أَنفُسِهِم مِّنۢ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ ٱلْحَقُّ فَٱعْفُوا۟ وَٱصْفَحُوا۟ حَتَّىٰ يَأْتِىَ ٱللَّهُ بِأَمْرِهِۦٓ إِنَّ ٱللَّهَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ
109. Vedde kesîrun min ehlil kitâbi lev yeruddûnekum min ba’di îmânikum kuffârâ(kuffâran), haseden min indi enfusihim min ba’di mâ tebeyyene lehumul hakk(hakku), fa’fû vasfehû hattâ ye’tiyallâhu bi emrih(emrihî), innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).