Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

Getirin bana demir kütleleri; ta ki seviyelendiği/eşitlendiği zaman iki kenar arası, dedi: “Üfleyin!” Ta ki yaptığı zaman onu (demiri) bir ateş, dedi: “Getirin bana; dökeyim üzerine onun (demirin) katran/zift”

(Kehf) 18:96

Dökme demir normal demirden kat kat güçlüdür. Hem de daha esnektir. Aslında çelik de bir dökme demirdir. Yüce Allah’ın Davut peygambere dökme demir yapma yöntemini öğrettiğini Kur’an’dan öğreniyoruz.

34:10 Ve ant olsun; verdik Davut'a bizden bir fazl/bir üstünlük; “Ey dağlar! geri dön onunla beraber; ve kuş”; ve yumuşattık ona demiri.

Yukarıdaki ayetten demirin eritilerek dökme demir hâline getirilme yönteminin Davut peygambere öğretildiğini anlıyoruz. 18:96 ayetinden Zülkarneyn’in de dökme demir üretmeyi bildiğini anlıyoruz. Bu da bize çok önemli bir işaret verir. Zülkarneyn mutlak Davut peygamberden sonra yaşamış olmalıdır. Süleyman peygamberden de sonraki bir zamanda. Bu da bize Zülkarneyn’i demir çağında aramamız gerektiğini açık olarak gösterir. 

Zülkarneyn erimiş saf demir üzerine neden katran döküyor?

Katran eski çağlardan beri bilinmektedir. Katran hidrokarbon ve serbest karbondan oluşan koyu kahverengi veya siyah akışkan bir sıvıdır. Farklı yöntemlerle katran elde edilebilir. Petrol gibi doğal olarak yeryüzüne çıkan kaynaklardan elde edilebildiği gibi odundan ya da kömürden de elde edilebilir. Odundan elde edilen katran gemi ve teknelerin gövdelerini mühürlemek için antik dönemde kullanılmıştır. Kömürden de katran elde edilir. Kömür ve petrolden elde edilen katranın karbon oranı çok yüksektir. Ancak odundan elde edilen katranın karbon oranı daha düşüktür. Zülkarneyn’in hangi tip katran kullandığını tahmin etmek zor olsa da odundan elde edilen katranı kullanmış olması biraz daha yüksek ihtimaldir. Çünkü çelik üretimi için demire çok az bir oranda karbon eklemek gereklidir. Petrol ve kömürden elde edilen katran çok yüksek oranda karbon içerdiği için tercih edilmemiş olabilir. Diğer bir işaret ise demiri eritmek için kullanılmış olan odun kömürlerinin yapımı esnasında da katran oluşmasıdır. Bu oluşan katranın erimiş demir üzerine döküldüğünü düşünmek çok mantıklıdır. 

II. Kiros’un demir ve bakır işlediğine yönelik arkeolojik kanıt var mı?

Büyük kanıt yine bilimden geldi. İngiliz, Amerika ve Gürcü bilim insanlarından oluşan bilimsel bir grup 2020 yılında çok büyük bir keşif yaptılar. Makalenin künyesi: “Kafkasya'da erken dönem demir ve bakır alaşımlı eserlerin ortak üretimine dair doğrudan kanıtlar”[“Direct evidence for the co-manufacturing of early iron and copper-alloy artifacts in the Caucasus.” (Nathaniel L. Erb-Satullo, Dimitri Jachvliani, Kakha Kakhiani, Richard Newman. Journal of Archaeological Science Volume 123, November 2020.)] Bu makaleyi mutlaka okumanızı öneririm. Çalışmayı yapan bilim insanları Güney Kafkasya'da öyle bir yer keşfettiler ki gerçekten şaşkınlık yaşamamak mümkün değildir. Bu makalenin özeti kabaca şöyledir:

Güney Kafkasya’da bir yerleşim alanı incelendi. Bu yerleşim alanın adı Mtsvane Gora’dır. Müstahkem bir tepe yerleşimi olan Mtsvane Gora'da yapılan yüzey araştırması ve kazılarda MÖ 8-6. yüzyıllara tarihlenen metalürjik yani metal işleme kalıntıları bulunmuştur. Bu bölge yakınlarında polimetalik yani çok sayıda metal cevherlerinin varlığı tespit edilmiştir. Optik mikroskop, elektron mikroskop taraması ve enerji-dalga boyu dağılım spektrometrisi incelemeleri bu bölgede demircilik ve alaşımlama dâhil olmak üzere hem demir hem de bakır alaşımlı metalürjiye dair kanıtlar ortaya koymuştur. Berrak demir döküm cürufları içinde hapsolmuş metal parçacıklarının bakır, arsenik ve kalayla karışmış olması, demir ve bakır alaşımı işlemenin aynı ocaklarda gerçekleştiğini göstermektedir. Bu maden ocaklarının yakınlarında pirit ve jarozitten gibi cevher yataklarından ham olarak yani işlenmemiş malzemeler de keşfedilmiştir. Bu da çıkarılan cevherin Mtsvane Gora'daki antik ocaklarında işlendiğini direkt olarak işaret etmektedir. Bölgedeki en eski demir kalıntıları Mtsvane Gora kalıntılarından daha önce de olabilir. Kafkasya'daki bu buluntular analitik olarak doğrulanmış, radyo karbonla tarihlendirilmiş en eski demir işleme ocak kalıntılarıdır.

Araştırmacıların çalıştığı Mtsvane Gora bölgesi aşağıdaki haritada kare olarak gösterilmiştir.

Bu bölgede yapılan kazılarda yumuşak demire şekil vermek için kullanıldığı düşünülen taştan yapılmış çekiçler bulunmuştur. Taşların yakındaki nehirden getirildiği düşünülmektedir. Taşların üzerinde demir dövmede kullanıldığını gösteren aşınmalar tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular bu bölgenin yakınlarından çıkarılan demir ve diğer madenlerin bu ocaklarla işlendiğini açık ve net olarak göstermiştir.

Hatta demire katran (karbon) katılarak yapılan çelikleştirme işleminin de yapıldığının işaretleri tespit edilmiştir. Çalışmadaki 33004-1 numaralı metalik demir parçası, düşük karbonlu demir (%0-0,3 Karbon) aralığında bir karbon içeriğine sahiptir. Bu demir parçasının %0,2 karbon aralığında olduğu analiz sonucunda anlaşılmıştır. Günümüz modern metalurji (metal bilimi) karbon çeliğindeki karbon oranını %0,05 ile %2,1 arasında olmasını standart olarak benimsemiştir. Kalıntılarda bulunan bir demir parçası %0,2 oranında karbon içerdiğine göre bu demir ocağında çelik üretildiği kesin bir şekilde söylenebilir.

Çok detaylı analizler bu bölgede metalürjik faaliyetlerin MÖ 8-6. yüzyıllarda yoğunlaşmış olduğunu ve MÖ 500 yıllarından sonra bu bölgedeki faaliyetlerin durduğunu, bu bölgenin terk edildiğini göstermiştir.

Ayetlere göre II. Kiros yani Zülkarneyn Udinlere demir külçeleri getirmelerini söylüyor. Anlarız ki Udinler II. Kiros Dönemi’nde demir madenciliğini zaten yapıyorlardı. Makaleden anlaşılıyor ki Udinler bu bölgede MÖ 8-6. yüzyıllarda aktif olarak maden çıkarmışlar. Temel demir işleme yöntemlerini biliyor olmaları gerekir. Ancak II. Kiros daha farklı bir teknik gösteriyor. Erimiş saf demir üzerine katran yani karbon dökmek. Bu yöntem demiri çelik hâline getirmektedir. Çelik de demire göre daha hafif, daha esnek ve daha sağlamdır.

Bu bölgede üretilen dökme demirin Derbent Geçidi’ndeki surun yapımı için de kullanıldığı rahatlıkla söylenebilir. Çün­kü demir işleme ocakları Derbent Geçidi’ne de uzak değildir.

Ta ki seviyelendiği (eşitlendiği) vakit iki kenar arası:

18:96 ayetinde “ta ki seviyelendiği/eşitlendiği vakit iki kenar arası” buyrulmuştur. Yüce Allah’ın bu işaretinden benim anladığım seddin yapımının iki taraftan ayrı ayrı başlatıldığıdır. Set iki kenardan yapılmaya başlamış ve arada bir yerde birleştirilmiş gibi görülüyor. Ya da iki taşın yan yana koyulması da işaret edilmiş olabilir. 


(Kehf) 18:96

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

atuni

getirin bana

اتُونِي

اتي

2

zubera

kütleleri

زُبَرَ

زبر

3

l-hadidi

demir

الْحَدِيدِ

حدد

4

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

5

iza

zaman

إِذَا

-

6

sava

seviyelendiği/eşitlendiği

سَاوَىٰ

سوي

7

beyne

arası

بَيْنَ

بين

8

s-sadefeyni

iki kenar

الصَّدَفَيْنِ

صدف

9

kale

dedi

قَالَ

قول

10

nfuhu

üfleyin!

انْفُخُوا

نفخ

11

hatta

ta ki

حَتَّىٰ

-

12

iza

zaman

إِذَا

-

13

cealehu

yaptığı onu (demiri)

جَعَلَهُ

جعل

14

naran

bir ateş

نَارًا

نور

15

kale

dedi

قَالَ

قول

16

atuni

getirin bana

اتُونِي

اتي

17

ufrig

dökeyim

أُفْرِغْ

فرغ

18

aleyhi

onun (demirin)

عَلَيْهِ

-

19

kitran

katran/zift

قِطْرًا

قطر

2234|18|96|ءَاتُونِى زُبَرَ ٱلْحَدِيدِ حَتَّىٰٓ إِذَا سَاوَىٰ بَيْنَ ٱلصَّدَفَيْنِ قَالَ ٱنفُخُوا۟ حَتَّىٰٓ إِذَا جَعَلَهُۥ نَارًا قَالَ ءَاتُونِىٓ أُفْرِغْ عَلَيْهِ قِطْرًا
96. Atûnî zuberel hadîd(hadîdi), hattâ izâ sâvâ beynes sadafeyni kâlenfuhû, hattâ izâ cealehu nâren kâle âtûnî ufrig aleyhi kıtrâ(kıtren).