Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

Doğrusu biz, güçlendirdik/kuvvetlendirdik onu yerde/yeryüzünde; ve verdik ona her bir şeyden bir sebep.

(Kehf) 18:84

Kur’an’da “yer” yani “ard (arz)” kelimesi hiç şüphesiz Dünya için kullanılır. Bu da bize Zülkarneyn’in yeryüzünde (Dünya’da) yaşamış olduğunu gösterir. Zülkarneyn’in yeryüzünde geçerli olan bir kuvveti (bir gücü) olduğunu anlıyoruz. Gökte (uzayda, evrende) bir kuvveti veya bir gücü yoktur. Kendisine Yüce Allah tarafından bahşedilen güç (kuvvet) yeryüzü içinde verilmiştir. Kesindir ki Zülkarneyn uzayda oradan oraya gidebilen, zamanda yolculuk yapabilen bir uzaylı asla değildir. Şimdiden söyleyebiliriz ki uzaylı Zülkarneyn teorisi daha ilk ayetlerde çökmüştür.

Bu güç (kuvvet) mutlak ki ancak bir hükümdarda (bir kralda, bir melikte) olabilir. Hükümdarların orduları olur, hükümdarlık ettiği topraklarda mutlak güç ve kuvvet sahibi olurlar. Ağızlarından çıkan sözler tüm halklar için bir emirdir. Ayetten anlaşılıyor ki Zülkarneyn’in hükümdarlığı kendi dönemindeki kuvvetli bir hükümdarlık olmalıdır.

Sebeben (سَبَبًا) kelimesinin kökü سبب (sbb) olup gerekçe (occasion), sebep (cause, reason), motivasyon (motive) anlamındadır (Hans Wehr 4th ed., page 456 (of 1303)). Türkçeye de geçmiş bir kelimedir.

Örneğin “Kristof Kolomb’un gemileriyle okyanusa açılmasının sebebi neydi? Neydi o sebep?” diye bir soru sorulduğunda ne anlıyorsunuz? Kristof Kolomb’un okyanusa açılma gerekçesini (motivasyonunu) sormuş oluyoruz. Cevap, yeni kıtalar keşfetmek, yeni sömürgeler elde etmek, ganimetler elde etmek, zulme uğrayan bir toplumu kurtarmak, isyanları bastırmak vb. olabilir. Zülkarneyn’eher bir şeyden bir gerekçe (sebep) verilmiştir. Açık olarak anlıyoruz ki yeryüzünde kendisine güç ve kuvvet bahşedilen Zülkarneyn’in hayatı sürekli bir mücadele içinde olmuştur. Mücadelesi hiç bitmemiştir. Sebepten sebebe, gerekçeden gerekçeye koşmuştur.

 


(Kehf) 18:84

  # 

     Kelime    

    Anlam    

    Arapça    

 Kök 

1

inna

doğrusu biz

إِنَّا

-

2

mekkenna

güçlendirdik/kuvvetlendirdik

مَكَّنَّا

مكن

3

lehu

onu

لَهُ

-

4

fi

فِي

-

5

l-erdi

yerde/yeryüzünde

الْأَرْضِ

ارض

6

ve ateynahu

ve verdik ona

وَاتَيْنَاهُ

اتي

7

min

مِنْ

-

8

kulli

her bir

كُلِّ

كلل

9

şey'in

şeyden

شَيْءٍ

شيا

10

sebeben

bir sebep.

سَبَبًا

سبب

2222|18|84|إِنَّا مَكَّنَّا لَهُۥ فِى ٱلْأَرْضِ وَءَاتَيْنَٰهُ مِن كُلِّ شَىْءٍ سَبَبًا
84. İnnâ mekkennâ lehu fîl ardı ve âteynâhu min kulli şey’in sebebâ(sebeben).