Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(İsrâ) 17:60
Ve dediğimiz zaman sana: "Doğrusu (senin) Rabbin4 gözetip kuşatır insanları; ve yapmış değiliz o* gösterdiğimiz rüyayı611 sana, ancak bir fitnedir610 insanlara; ve Kur'an'daki melun/lanetlenmiş280 ağacını (da); ve korkuturuz onları** öyle ki ziyade eder değildir onlara büyük tûğyân442 dışında."
-4-

4Efendi, komuta eden.

-611-

611Rüya kelimesi görüntü, vizyon demektir. Uykuda beynin deneyimlediği görüntüler dışında gözün tecrübe ettiği olağanüstü gerçekler için de kullanılır. Resûl Muhammed bir gece yürüyüşüyle bulunduğu yerleşim yerinin en son sidre/hünnap ağacında Rabbinin en büyük ayetlerinden bir tanesini görmüştür. Ağacı kaplayan kaplamıştır. Şerefli Cibrîl görünmüştür. Cibrîl ağacın yapısını değiştirerek bu büyük ayeti resûl Muhammed'e 3D şekilde göstermiştir. Resûl direkt olarak gözleriyle, bilinci açık olarak rüyayı görmüştür. 17:1 ve 17:60 ayetlerinden anlarız ki resûle insanoğlunun bilincinin ve bedenin yaratılmasından en son haline kadar yaşadığı fitne/test/sınav süreci gösterilmiştir.    

-610-610Test, deneme, sınav, yanlışla doğruyu ayırt edebilme yetisinin ölçülmesi.-280-

280Uğursuz bırakmak. Yüce Allah'ın lanet etmesi hak etmiş kimseleri rahmetinden uzak tutmasıdır. Rahmetten uzak kalmak tüm uğursuzluklarla karşılaşmak demektir. Bu kimseler bir göz aydınlığı, mutluluk ve huzur asla göremezler.  

-442-442Azgınlık, sınırı aşma, sınırı çiğneme, taşkınlık, tiranlık, despotluk. Din konusunda ise kutsal kitapların hükümlerinin dışına çıkma, kutsal kitaplardan taşma, kutsal kitapların çizdiği hükümleri çiğnemedir. Tevrat'ın tâğûtu Talmud'tur. Kur'an'ın tâğûtu ise hadis kitaplarıdır.

*Rüyada senin gözlerinle gördüğün şeyler insanoğlunun test sürecidir.  Nasıl ve neden fitnelendirildiklerini gördün.

**İnsanları. Korkutarak geri durmalarını sağlamak.

null
(İsrâ) 17:60

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ve iz

ve

وَإِذْ

-

2

kulna

dediğimiz zaman

قُلْنَا

قول

3

leke

sana

لَكَ

-

4

inne

doğrusu

إِنَّ

-

5

rabbeke

(senin) Rabbin

رَبَّكَ

ربب

6

ehata

gözeterek kuşatır

أَحَاطَ

حوط

7

bin-nasi

insanları

بِالنَّاسِ

نوس

8

ve ma

ve değiliz

وَمَا

-

9

cealna

yapmış

جَعَلْنَا

جعل

10

r-ru'ya

rüyayı

الرُّؤْيَا

راي

11

lleti

o ki

الَّتِي

-

12

eraynake

gösterdik sana

أَرَيْنَاكَ

راي

13

illa

ancak

إِلَّا

-

14

fitneten

bir fitnedir/testtir/denemedir

فِتْنَةً

فتن

15

linnasi

insanlara

لِلنَّاسِ

نوس

16

ve şşecerate

ve ağacı

وَالشَّجَرَةَ

شجر

17

l-mel'unete

melun/lanetlenmiş

الْمَلْعُونَةَ

لعن

18

fi

 

فِي

-

19

l-kurani

Kur'an'da

الْقُرْانِ

قرا

20

ve nuhavvifuhum

ve korkuturuz onları

وَنُخَوِّفُهُمْ

خوف

21

fema

öyle ki değildir

فَمَا

-

22

yeziduhum

ziyade eder onlara

يَزِيدُهُمْ

زيد

23

illa

ancak

إِلَّا

-

24

tugyanen

tuğyanı

طُغْيَانًا

طغي

25

kebiran

büyük

كَبِيرًا

كبر

2087|17|60|وَإِذْ قُلْنَا لَكَ إِنَّ رَبَّكَ أَحَاطَ بِٱلنَّاسِ وَمَا جَعَلْنَا ٱلرُّءْيَا ٱلَّتِىٓ أَرَيْنَٰكَ إِلَّا فِتْنَةً لِّلنَّاسِ وَٱلشَّجَرَةَ ٱلْمَلْعُونَةَ فِى ٱلْقُرْءَانِ وَنُخَوِّفُهُمْ فَمَا يَزِيدُهُمْ إِلَّا طُغْيَٰنًا كَبِيرًا
60. Ve iz kulnâ leke inne rabbeke ehâta bin nâs(nâsi), ve mâ cealner ru’yâlletî ereynâke illâ fitneten lin nâsi veş şeceretel mel’ûnete fîl kur’ân(kur’âni), ve nuhavvifuhum fe mâ yezîduhum illâ tugyânen kebîrâ(kebîren).