Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Nahl) 16:28
Kimseleri (ki) vefat621 ettirir onları melekler522; zalimlerdir257 (o kimseler) kendi nefislerine201; öyle ki karşılaştılar (meleklerle) selam* (-da); (derler) "Olmuş değildik yapar hiçbir kötülük**"; evet; doğrusu Allah bir bilendir yapar*** olduğunuzu.
-621-

621Vefat ölümden farklıdır. Bilincin aktif olduğu beynin korteks kısmının işlevlerinin talamus tarafından devreden çıkarılmasıdır. İlkel işlevler devam eder. Soluma, kalp atışı vb. Yüce Allah uykunun bir vefat olduğunu bizlere bildirmiştir. Ölüm gerçekleşmeden önce mutlaka vefat gerçekleşir. Her vefat ölümle sonlanmaz. Yüce Allah yolunda katledilenlerin ve müminlerin ölmeden vefat ettirildiği Kur'an'ımızda bizlere bildirilmiştir. Resûl Îsâ'nın da vefat ettirildiği ancak ölmediği ortadadır. Bu kimseler Rableri indinde rızıklandırılırlar.  

6:60 ayetinde "...sonra diriltir sizleri orada.." buyrulmuştur. Orada kelimesi yeri/arzı/yeryüzünü işaret eder. Anlaşılır ki uykudaki vefat sürecinde bilincin kaybolmasını ve geri yüklenmesini sağlayan talamus bölgesi kuantum seviyesinde yeri de kapsayan evrenle direkt olarak ilişkilidir.  

-522-

522Ölümün hemen öncesi bilinci beyinden ayıran şerefli elçiler. Kendilerine verilen görevleri eksiksiz yaparlar. Ölüm melekleridirler. Kur'an'dan anlarız ki vefat eden kimse bu meleklerle konuşmaktadır. Cibrîl benzeri şerefli elçiler olan bu melekler evrenin bir üst boyunda bulunurlar. Evrenin her noktasına ve anına/zamanına kendilerine verilen görevi gerçekleştirmek için ulaşabilirler.  

-257-

257Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır. 

-201-

201Benlik, kişilik, öz varlık.

*Tam ve mutlak bir teslimiyette.

**Tam teslimiyet halinde doğruyu söylemektedirler. Anlarız ki zalimler yaptıkları zalimliğin farkında değillerdir. En büyük zulüm olan şirk günahını işleyen ve müşrik olan bu kimseler aldanmıştır. Aldatılmıştır.

***Yüce Allah açık ve net olarak farkında olmamanın yapılan kötülüklerin bahanesi olamayacağını bildirmektedir.

null
(Nahl) 16:28

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

ellezine

kimseler

الَّذِينَ

-

2

teteveffahumu

vefat ettirir onları

تَتَوَفَّاهُمُ

وفي

3

l-melaiketu

melekler

الْمَلَائِكَةُ

ملك

4

zalimi

zalimlerdir

ظَالِمِي

ظلم

5

enfusihim

kendi nefislerine

أَنْفُسِهِمْ

نفس

6

feelkavu

öyle ki karşılaştılar

فَأَلْقَوُا

لقي

7

s-seleme

selam (-da)

السَّلَمَ

سلم

8

ma

değiliz

مَا

-

9

kunna

olmuş

كُنَّا

كون

10

nea'melu

yapar

نَعْمَلُ

عمل

11

min

hiçbir

مِنْ

-

12

su'in

kötülük

سُوءٍ

سوا

13

bela

evet

بَلَىٰ

-

14

inne

doğrusu

إِنَّ

-

15

llahe

Allah

اللَّهَ

-

16

alimun

bir bilendir

عَلِيمٌ

علم

17

bima

 

بِمَا

-

18

kuntum

olduğunuzu

كُنْتُمْ

كون

19

tea'melune

yaparlar

تَعْمَلُونَ

عمل

1927|16|28|ٱلَّذِينَ تَتَوَفَّىٰهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ ظَالِمِىٓ أَنفُسِهِمْ فَأَلْقَوُا۟ ٱلسَّلَمَ مَا كُنَّا نَعْمَلُ مِن سُوٓءٍۭ بَلَىٰٓ إِنَّ ٱللَّهَ عَلِيمٌۢ بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
28. Ellezîne teteveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim fe elkavus seleme mâ kunnâ na’melu min sû’(sûin), belâ innallâhe alîmun bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).