Şerefli Kur'an'ın Türkçe Meali; Prof. Dr. İbrahim Esinler'in teviliyle...

(Yunus) 10:47
Ve her bir ümmet305 içindir bir resûl418; öyle ki geldiği zaman resûlleri4418 onların tamamlandı araları onların eşitlikle230 ve onlar zulmedilmezler257.
-305-

305Ulus, halk, ortak bazı değerlere sahip olan bir kesim/kısım insan topluluğu.

-418-418Elçi. Bir görev ya da amaç için gönderilen. Aracı edilen. Yüce Allah insanlardan ve meleklerden elçiler seçer.  -230-

230Dağıtmak, taksitlere bölerek ödemek, eşitlik, eşit muamele etmek, tarafsızlık, doğruluk, düzgünlük.

-257-

257Zulmeden, acımasız ve haksız davranan. En büyük zulüm Yüce Allah'a ortak koşmaktır; şirk günahını işlemektir. Yüce Allah'ın asla yetki vermediği şeyleri dinde hüküm koyucu edinmektir. En büyük zulüm resullerin deklere ettiği, beyan ettiği, okuduğu kutsal kitapları terk etmektir. Kutsal kitaplar haricinde tamamı zan olan talmud gibi, söylenti/hadis kitapları gibi kitaplara tabi olmaktır. 

null
(Yunus) 10:47

#

Kelime

Anlam

Arapça

Kök

1

velikulli

ve her içindir

وَلِكُلِّ

كلل

2

ummetin

bir ümmet

أُمَّةٍ

امم

3

rasulun

bir resûl

رَسُولٌ

رسل

4

feiza

öyle ki

فَإِذَا

-

5

ca'e

geldiği zaman

جَاءَ

جيا

6

rasuluhum

resûlleri

رَسُولُهُمْ

رسل

7

kudiye

tamamlandı

قُضِيَ

قضي

8

beynehum

araları

بَيْنَهُمْ

بين

9

bil-kisti

eşitlikle

بِالْقِسْطِ

قسط

10

ve hum

ve onlar

وَهُمْ

-

11

la


لَا

-

12

yuzlemune

zulmedilmezler

يُظْلَمُونَ

ظلم



1409|10|47|وَلِكُلِّ أُمَّةٍ رَّسُولٌ فَإِذَا جَآءَ رَسُولُهُمْ قُضِىَ بَيْنَهُم بِٱلْقِسْطِ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
47. Ve likulli ummetin resûl(resûlun), feizâ câe resûluhum kudıye beynehum bil kıstı ve hum lâ yuzlamûn(yuzlamûne).